Paku ve Arkadaşlarının Masalı
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde minik bir tavşan varmış. Minik tavşanın adı Paku imiş. Paku, küçük bir […]
En yeni ve yenilikçi masal okuma sitesinde: Çocuk masalları, Eğitici masallar ve Uyku masalları seçenekleri ile sınırsız masal deneyimine ne dersiniz?
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde minik bir tavşan varmış. Minik tavşanın adı Paku imiş. Paku, küçük bir […]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde sevimli bir köyde yaşayan Ela adında çok meraklı bir kız varmış. Ela, […]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın derinliklerinde yaşayan küçük bir farecik varmış. Bu fareciğin adı Roko imiş. […]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, deniz kenarında yaşayan bir kaplumbağa ve bir martı varmış. Kaplumbağanın adı Tostos, […]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın derinliklerinde yaşayan minik bir kaplumbağa varmış. Bu kaplumbağanın adı Kipi’ymiş. Kipi’nin […]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın derinliklerinde yaşayan kurbağa ailesi varmış. Kurbağa ailesinin de yavru bir kurbağası […]
Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde şehrin birinde yaşayan iki arkadaş varmış. Bu arkadaşlardan biri fara diğeri de […]
Bir zamanlar yemyeşil bir ormanda, her zaman kurnazlıklarıyla tanınan ve macera dolu bir yaşam süren bir tilki yaşarmış. Bu tilki, ormanda yaşayan diğer hayvanların dikkatini çeker, zekası ve hazırcevaplığı ile hep kendinden söz ettirirmiş. Ancak bir gün, karnının gurultusu onu yeni bir maceraya sürüklemiş. O sabah, güneş ağaçların arasından ışıldarken, tilki kahvaltısını bulma telaşına düşmüş.
Bir zamanlar bir evin duvarında duran kocaman, yuvarlak bir saat varmış. Bu saatin içinde Akrep ve Yelkovan adında iki çok iyi arkadaş yaşarmış. Akrep yavaş yavaş yürürmüş, sanki “Zamanı anlamak için sabırlı olmalıyız,” der gibi. O hep sakinmiş, çünkü her şeyin tam zamanında olması gerektiğini bilirmiş. Yelkovan ise koşar gibi hızlı hareket edermiş. “Hadi, hadi,
Bir zamanlar, güneşin aydınlattığı yemyeşil bir ormanın kıyısında, Huli adında bir kara kaplumbağası yaşardı. Huli, sabahları ormanda gezintiye çıkar, tatlı meyveleri yer ve ağaçların gölgesinde dinlenirdi. Ormanın hemen yanı başında ise masmavi bir deniz uzanıyordu. Huli denize bakar, dalgaların şarkısını dinlerdi ama suya hiç yaklaşmazdı. Çünkü su ona hem çok güzel hem de çok korkutucu