Prens ve Fakir Kardeşler

Bir zamanlar, uzak bir krallıkta, genç ve cesur bir prens yaşardı. Bu prens, babası kralın düzenlediği büyük bir av partisine katılmak üzereydi. Ancak av sırasında, prens atıyla birlikte derin bir ormanda yolunu kaybetti. Saatlerce dolaştıktan sonra, açlık ve susuzluk içinde yıkık dökük bir kulübe gördü. Kulübeye yaklaştığında içeride üç kardeşin yaşadığını fark etti. Bu kardeşler …

Minik Ayakkabılar ve Yumuşacık Bulut

Bir zamanlar, yemyeşil bir vadide, sevimli bir bebek yaşardı. Adı Minik Ayakkabılar’dı. Her sabah, güneş doğarken, minik bebek annesinin kollarında uyanır ve günün ilk ışıklarıyla uçar gibi uyanarak mutlulukla gülümserdi. En sevdiği şey ise gökyüzüne bakmak ve yumuşacık bulutları izlemekti. Bir sabah, Minik Ayakkabılar, annesiyle birlikte bahçede oynarken, gökyüzünde bir bulut gördü. Bu, öyle yumuşacık …

Sultan ve Genç Prens

Bir zamanlar, şeffaf kumlar ve altın ışıltılarıyla kaplı geniş bir çölde, genç bir Sultan hüküm sürermiş. Bu Sultan, adaletli ve bilgili bir hükümdarmış, fakat bir sorunla karşı karşıyaymış: Sarayının etrafında yaşayan halk, her geçen gün daha fazla huzursuzluk hissediyormuş. Bir gün, Sultan’ın sarayına genç bir prens gelmiş. Genç Prens, Sultan’a, halkın huzursuzluğuna çözüm bulması için …

Ay Işığında Uyuyan Minik Kuzu

Bir zamanlar, büyük bir vadide, yemyeşil çimenlerin arasında, Minik Kuzu adında sevimli bir kuzu yaşardı. Her gün, annesiyle birlikte otlarken, minik kuzu gökyüzünü izler, bulutlarla yarışır ve çiçeklerin kokusunu içlerine çekerdi. Ama en çok sevdiği şey, geceleyin yıldızları izlemekti. Bir akşam, güneş batarken Minik Kuzu annesine, “Anne, geceleyin yıldızlar nasıl parlıyor? Neden gökyüzünde bu kadar …

Keloğlan ve Gizemli Mağara

Bir zamanlar, dağların eteklerinde fakir ama mutlu bir köyde, annesiyle birlikte yaşayan Keloğlan adında bir genç vardı. Saf ve iyi kalpli olan Keloğlan, herkesin sevgisini kazanmıştı. Bir gün, köyde büyük bir kuraklık başladı ve insanlar hem su hem de yiyecek bulmakta zorlanmaya başladı. Keloğlan, annesine yardım etmek için ormana gitmeye karar verdi. Ormanda yürürken, yaşlı …

Uykucu Ayıcık

Bir zamanlar, geniş bir ormanda Uykucu Ayıcık adında bir ayı yaşarmış. Uykucu Ayıcık, her gün ormanın derinliklerinde dolaşır, çiçekleri koklar, ağaçların gölgesinde dinlenirmiş. Ama her akşam, ay ışığına bakarak huzur içinde uyumak için yuvasına gider, uykusunu almak için çok çaba harcarmış. Bir gün, Uykucu Ayıcık, sabah güneşinin ilk ışıklarıyla uyanmış ve o kadar mutlu olmuş …

Renkli Balon ve Minik Ayakkabılar

Bir zamanlar, büyük bir ormanın kenarında, sevimli bir köyde Minik Ayakkabılar adında bir bebek yaşardı. Minik Ayakkabılar, her sabah güne gözlerini açar açmaz, annesiyle birlikte evin bahçesinde neşeyle oyunlar oynardı. Minik Ayakkabılar’ın en sevdiği şey ise, rengarenk balonlarla oynamaktı. Anneleri, ona her gün bir balon alır ve Minik Ayakkabılar, balonunun peşinden koşar, sıçrar, zıplar ve …

Adisebaba ve İki Cesaretli Kardeş

Bir zamanlar, uzak bir diyarda Adisebaba adında bilge bir adam yaşarmış. Adisebaba, her türlü dert ve sıkıntıya çözüm bulabilen, insanlara yardım etmekten büyük bir mutluluk duyan bir adammış. O kadar bilgeymiş ki, bütün kasaba halkı ona danışmak için uzun yollar kat edermiş. Bir gün, kasabanın en cesur iki çocuğu, Aylin ve Mert, Adisebaba’dan yardım almak …

Leyla ve Işıldayan Yıldız

Bir zamanlar, uzak bir ülkede, büyük bir çölün ortasında, altın sarısı kumların arasında bir şehir vardı. Şehrin adı, Işıldayan Şehir olarak biliniyordu. Şehirde herkes mutlu, neşeliydi, ancak bir gizem vardı: Geceleyin, her yıldız bir dilek tutmak için fırsat verirdi. Ancak bu dilekler, ancak gerçek sevgiyle yapılmışsa gerçekleşirdi. Leyla, genç ve güzel bir kızdı. Işıldayan Şehir’in …

Kırmızı Başlıklı Kız

Bir zamanlar, ormanın kenarında yalnız yaşayan küçük bir kız vardı. Annesi ona güzel bir kırmızı başlık yapmıştı ve o günden sonra herkes ona “Kırmızı Başlıklı Kız” derdi. Kırmızı Başlıklı Kız, her zaman annesinin verdiği, içinde yemek bulunan sepeti alıp, hasta olan büyükannesine götürmek için ormana giderdi. Bir sabah, annesi ona bir sepet vererek, “Büyükannenin çok …