İngilizce Öğrenme Serüveni Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar küçük, şirin bir kasabada, Mert adında meraklı bir çocuk yaşarmış. Mert’in en sevdiği şey, yeni şeyler öğrenmekmiş. Renkleri, şekilleri, hayvanları hemen öğrenir, herkese anlatırmış. Ama bir gün okulda İngilizce dersleri başlayınca Mert biraz zorlanmaya başlamış. Bu yeni dil ona çok karışık gelmiş. “Cat”, “dog”, “apple” gibi kelimeler tahtada yazarken,

Renkli Köy Düğünü Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar Uğur adında meraklı, neşeli bir çocuk varmış. Uğur, büyük bir şehirde ailesiyle birlikte yaşarmış. Her sabah erkenden kalkar, okuluna gider, sokaklarda arabaların sesini duyar ve parkta arkadaşlarıyla oynarmış. Şehirdeki hayat çok hızlı ve gürültülüymüş. Herkes bir yerlere koşturur, binalar çok büyük olurmuş. Uğur da bu hayata alışmış ama bazen

Eymen Karpuz Seçiyor Masalı

Bir varmış bir yokmuş. Günlerden bir gün, yemyeşil ağaçlarla kaplı, kuşların cıvıl cıvıl şarkılar söylediği bir köyde, Eymen adında sevimli bir çocuk yaşarmış. Eymen, köydeki yaz günlerini çok severmiş. Sabahları erkenden kalkar, kuş cıvıltıları eşliğinde güne başlarmış. En sevdiği şey ise, babasıyla birlikte köy pazarına gitmekmiş. Çünkü pazar, her hafta çeşit çeşit meyve ve sebzelerle

Bana Bir Masal Anlat Baba Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Uzak diyarlarda küçük ve yemyeşil bir köyde, Rüya adında sevimli bir kız yaşarmış. Rüya’nın en büyük hayali, her akşam babasının ona anlattığı masalları dinlemekmiş. Masallar, onu bambaşka dünyalara götürür, hayal gücünü daha da güçlendirirmiş. Rüya, bir akşam, babasının yanına koşmuş ve heyecanla “Bana bir masal anlat baba!” demiş. Babası da ona

Fırıncı Amca’nın Bir Günü Masalı

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde, küçük bir kasabanın tam ortasında Fırıncı Amca’nın mis gibi ekmek kokuları yayan sıcacık bir fırını varmış. Fırıncı Amca, büyük bir kalbe sahip, tatlı dilli bir adammış. Her sabah erkenden kalkar, fırınını açar ve kasabadaki herkese taze ekmekler yapmak için canla başla çalışırmış. Fırıncı Amca’nın sabahları oldukça erken başlarmış.

Hayal’in Sihirli Kalemi Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, Hayal adında sevimli bir kız çocuğu yaşarmış. Hayal, küçük bir kasabada ailesiyle birlikte mutlu mesut yaşarmış. En büyük tutkusu ise masallarmış. Her gece annesi ona masallar anlatırmış ve Hayal, bu masalların içinde kaybolur, kendini kahramanların yerine koyarmış. Bir gün, annesi ona masal anlatırken, aklına bir

Cem’in Müzik Seyahati Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar uzaklarda, küçük ve sakin bir kasabada Cem adında tatlı bir çocuk yaşarmış. Cem’in kalbi hep müzikle atarmış. Gün boyu evde, okulda, hatta oyun oynarken bile şarkılar söyler, kendi kendine mırıldanırmış. Cem’in müzik yolculuğuda bu şekilde başlamış. Ama Cem’in çok gizli bir sırrı varmış; şarkı söylemeyi ne kadar çok sevse

Dişçi Korkusuna Veda Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, minik bir köyde Derin adında çok tatlı bir kız yaşarmış. Bu köyde herkes birbirini tanır, büyükler çocuklarına sevgi dolu hikayeler anlatırmış. Köyün evleri birbirine yakın, bahçeleri çiçeklerle doluymuş. Derin’in evi de böyle şirin bir bahçeye sahipmiş. Bahçedeki çiçekler mis gibi kokar, kuşlar sabahları neşeli şarkılar

Leyla’nın Birinci Göç Macerası Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, uçsuz bucaksız gökyüzünün altında, Leyla adında küçük ve sevimli bir leylek yaşarmış. Leyla, ailesiyle birlikte, yüksek ağaçların tepesinde, sıcak ve güvenli yuvalarında mutlu mesut günler geçirirmiş. Her sabah, güneşin ilk ışıklarıyla birlikte uyanır, annesinin ve babasının kanatlarının altında kendini güvende hissedermiş. Yuvasının etrafında oyunlar oynar, rüzgarın getirdiği mis gibi

Yıldızlara Dokunan Kız Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, gökyüzünün masmavi olduğu, bulutların pamuk gibi göründüğü uzak bir kasabada, Elif adında minik bir kız yaşarmış. Elif, geceleri gökyüzüne bakmayı çok severmiş. Her akşam, yatmadan önce penceresinin önüne oturur, gözlerini gökyüzündeki parıldayan yıldızlardan alamazmış. Yıldızlar o kadar parlakmış ki, Elif sanki onlarla konuşabilecekmiş gibi hissedermiş. Elif, yıldızlara bakarken, onların