Fotoğraf Çekmeyi Seven Kız Masalı

Bir varmış bir yokmuş, fotoğraf çekmeyi çok seven tatlı bir kız varmış. Bu kızın adı Ayla’ymış. Ayla, her sabah kalkar kalkmaz eline fotoğraf makinesini alır, etrafındaki her şeyi fotoğraflamaya başlarmış. Gökyüzündeki bulutları, bahçedeki çiçekleri, sokakta oynayan çocukları çekmeyi çok severmiş. Bir gün, Ayla’nın annesi ona büyük bir sürpriz yapmış. “Ayla, bugün seni parka götüreceğim. Orada

Minik Ayı Tobi Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar uzak ormanların derinliklerinde, küçük ve sevimli bir ayı yaşarmış. Adı Tobi’ymiş. Tobi, ne zaman güneş ormanın üstüne doğsa, koşar adımlarla dışarı çıkıp ormanın kokusunu içine çekermiş. Ancak bu sabah Tobi’nin canı hiç dışarı çıkmak istememiş. Karnı guruldamış, gözlerini kapayıp sadece tek bir şey düşünmüş: Ballı ekmek! Tobi’nin aklına bir

Tatlı Kız ve Çiko Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Tatlı mı tatlı, neşeli mi neşeli bir kız varmış. Bu kızın adı Rüya’ymış ve en yakın arkadaşı, kıvırcık tüylü, kahverengi bir köpeği varmış. Köpeğin adı ise Çiko’ymuş. Rüya ve Çiko, her sabah birlikte parka gitmeyi çok severlermiş. Bu sabah da güneş pırıl pırıl parlamış, gökyüzünde bir tane bile bulut yokmuş. Rüya,

Şeftali Kokulu Masal

Bir varmış bir yokmuş, şeftali kokulu bir köy varmış. Bu köyde her sabah tatlı bir şeftali kokusu etrafı sarar, rüzgarla birlikte her yere yayılırmış. Köyün çocukları sabahları uyanır uyanmaz, bu kokuyu alıp gülümserlermiş. Şeftali ağaçları köyün her yanına yayılmış, ağaçlar öylesine bereketliymiş ki dallar meyvelerle dolup taşarmış. Bir gün, Zeynep adında küçük bir kız çocuğu,

Gizem’in Birinci Telefonu Masalı

Bir varmış bir yokmuş, ortaokula yeni başlamış tatlı mı tatlı bir kız varmış. Adı Gizem’miş. Gizem, çok meraklı ve öğrenmeyi seven bir çocukmuş. Ailesi onu her zaman destekler, okulda başarılı olması için her türlü imkânı sağlarmış. Bu yıl Gizem’in hayatında çok önemli bir değişiklik olmuş: İlk defa kendi telefonu olmuş! O sabah Gizem’in gözleri heyecandan

Berk’in Hayalindeki Konut Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Küçük bir kasabada, Berk adında hayalleri büyük bir çocuk yaşarmış. Berk, küçüklüğünden beri oyuncak evler, köprüler yapmayı çok severmiş. Ne zaman bir bina görse, onu hayalinde kendi elleriyle yeniden yaparmış. En sevdiği şey ise hayal kurmakmış. “Bir gün kendi evimi yapacağım!” diye düşünür dururmuş. Berk’in bu hayali hiç değişmemiş. Herkes onun

Nasrettin Hoca Kalemlerin Peşinde Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, Nasrettin Hoca’nın bilgece öğütler verdiği küçük, şirin bir köy varmış. Bu köyde herkes Hoca’yı çok severmiş, çünkü Hoca, ne zaman bir problem olsa, insanlara gülerek, düşündürerek ve her defasında çözüm bulurmuş. Bir gün, bu köyde Ali adında bir çocuk, okula gitmek için hazırlık yaparken fark etmiş ki kalemleri kaybolmuş.

Şeyda’nın İmtihan Telaşı Masalı

Bir varmış bir yokmuş, Şeyda adında tatlı mı tatlı bir kız varmış. Bu küçük kız, okula yeni başlamış ve okulun koridorlarında henüz yolunu bulmaya çalışıyormuş. Her şey ona yeniymiş: sınıf arkadaşları, öğretmenler, büyük okul bahçesi… Ama Şeyda’nın en çok heyecanlandığı şeylerden biri de dersler olmuş. Özellikle de Fen Bilgisi dersi! Çünkü Şeyda, doğaya ve bilime

Kaya Ailesinin Taşınma Heyecanı Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Bir zamanlar, küçük bir kasabada yaşayan sevimli bir aile varmış. Bu ailenin adı Kaya ailesiymiş. Kaya ailesi, anne Asuman, baba Metin, küçük kızları Zeynep ve sevimli köpekleri Köpük’ten oluşuyormuş. Kaya ailesi her zaman birbirine çok bağlı, neşeli ve uyumlu bir aileymiş. Fakat bir gün, Metin Bey’in işi nedeniyle başka bir şehre

Karınca Ailesinin Sıcak Kış Hazırlığı Masalı

Bir varmış, bir yokmuş. Ormanın derinliklerinde, yeşilin en güzel tonlarına sahip ağaçların arasında, toprağın altında gizli bir karınca yuvası varmış. Bu yuva, kışın soğuk günlerinden korunmak için karınca ailesi tarafından özenle inşa edilmiş, tünelleri ve odalarıyla kocaman bir dünya gibiymiş. Yuva, yazın sıcağında serin, kışın soğuğunda ise sıcacık olurmuş. Yuvalarının içi, yiyecek depoları, odun odaları