Lila ve Çıtçıt’ın Masalı

Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde, zamanın birinde bulutların üzerinde parlayan bir şehir varmış. Bu şehirde yaşayan en neşeli kuş, Lila adında bir serçeymiş. Lila, uçmayı ve gökyüzünde şekiller çizmeyi çok severmiş.

Günlerden bir gün, yakın arkadaşı Çıtçıt adındaki arı Lila’ya gelip: “Gökyüzü Şehri’nin dışında, yıldızların parladığı bir nehir olduğunu duydum. Oraya gitmek ister misin?” demiş. Lila hemen annesine gitmiş. Annesi: “Git ama her zaman dikkatli ol. Tanımadığın biriyle konuşma ve kuralları unutma” diye uyarmış. Lila ve Çıtçıt, yıldız nehrini aramaya başlamışlar. Yolculuk sırasında, parlak bir ışık saçan gizemli bir kuşla karşılaşmışlar. Kuş: “Nereye böyle?” diye sormuş. Çıtçıt konuşacakken Lila kanatlarını açarak onu uzaklaştırmış: “Çıtçıt, tanımadığımız bir kuşla konuşmak doğru olmaz” demiş. Çıtçıt “Haklısın, bazen unutuyorum. İyi ki hatırlattın arkadaşım” demiş.

Bir süre sonra yıldız gibi parlayan nehre ulaşmışlar ve onun ışığını izleyip yollarına devam etmişler. Şehre döndüklerinde, annelerine kurallara uymanın ne kadar önemli olduğunu anlatmışlar. Masal da burada bitmiş.

Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.

Yorum yapın