Bir varmış bir yokmuş, evvel zaman içinde kalbur saman içinde ormanın derinliklerinde yaşayan kurbağa ailesi varmış. Kurbağa ailesinin de yavru bir kurbağası varmış. Küçük kurbağanın adı Çıtır’mış. Çıtır, 7 yaşındaymış ve birinci sınıfa gidiyormuş ayrıca oldukça da meraklıymış. Kitap okumayı ve resim yapmayı çok severmiş. Baba kurbağa ise bir çiftçiymiş ve tarlalarda çalışarak ailesini geçindirirmiş. Anne kurbağa ise ormanda ki diğer kurbağalara yardım eden, nazik ve sevecen bir kurbağaymış.
Günlerden bir gün anne kurbağa çok üşütmüş ve hastalanmış, yerinden kalkacak hali yokmuş. Baba kurbağa, anne kurbağa için hemen ilaçlar almış ve dinlenmesi gerektiğini söylemiş. Anne kurbağada, baba kurbağanın dediğini yapmış ve odasına gidip uzanmış. Baba kurbağa anneye hemen ilaçlar vermiş, sağlıklı yemekler hazırlamış. Yavru kurbağa da eve geldiğinde annesinin hasta olduğunu görmüş ve çok üzülmüş. Babasıyla birlikte, evin tüm işlerini üstlenmişler. Baba kurbağa tarlada çalışırken, küçük kurbağa da ev işlerine yardım etmiş ve annesinin yanında kitap okuyarak ona moral vermiş.
Tüm aile üyeleri, anne kurbağanın iyileşmesi için ellerinden geleni yapmışlar ve kısa süre içerisinde anne kurbağa iyileşmiş. Onların yapmış olduğu bu davranış tüm ormana öğrenek olmuş. Gökten üç elma düşmüş, biri anlatanın, biri dinleyenin, diğeri de tüm kurbağaların başına. Ve masal burada bitmiş.
Daha fazla kısa masal okumak isterseniz Kısa Masallar kategorimizi inceleyebilirsiniz.