Bir varmış bir yokmuş, Masal Evreni diye büyülü bir diyar varmış. Bu diyar, parıltılı bulutların üzerinde asılı duran rengarenk şatolarla doluymuş. Gökyüzünde mor, pembe ve altın renklerinde pırıltılar uçuşur, yıldız tozları her yere sihir saçarmış. Masal Evreni, her gün yeni bir maceraya uyanırmış; burada her şey hayal gücünün sınırsızlığına bağlıymış.
Bu masalsı dünyada, bir gün Cesur Kalp adında minik bir peri çocuk varmış. Cesur Kalp’in adı, onun içindeki kocaman cesaretten gelirmiş. O, rüzgarla uçarken dostlarına yardım etmeyi çok severmiş. Kanatları, en hızlı ve en yaramaz rüzgarlarla bile yarışabilecek kadar güçlüymüş.
Fakat Cesur Kalp’in en büyük hayali, Masal Evreni’nin tüm sırlarını keşfetmekmiş. Her gün farklı köşelerini dolaşır, yeni şeyler öğrenmek için dört bir yana kanat çırpardı.
Bir sabah, Masal Evreni’nin merkezindeki Büyük Hikaye Ağacı’nın yanına gitmiş. Bu ağaç, dünyadaki tüm hikayeleri içinde saklarmış ve her mevsim yapraklarında farklı masallar yazarmış. Cesur Kalp, ağacın yanına oturmuş ve fısıldayarak, “Büyük Hikaye Ağacı, lütfen bana en büyük sırrını anlat,” demiş.
Yapraklar hışırdamış ve hafif bir esintiyle ağacın gövdesinden tatlı bir ses yükselmiş: “Cesur Kalp, en büyük sırrımı öğrenmek istiyorsan, Kalp Ormanı’nın derinliklerine git. Orada seni bekleyen bir macera var.”
Cesur Kalp, hemen yola koyulmuş. Kalp Ormanı, devasa, yaprakları kalp şeklinde olan ağaçlarla doluymuş.

Ormanın içinde sihirli bir ışık süzülüyormuş ve her adımında Cesur Kalp’in ayaklarının altında çiçekler açıyormuş. Tam o sırada, pembe tüylü bir cüce tavşan yolunu kesmiş. “Nereye gidiyorsun, küçük peri?” diye sormuş tavşan. Cesur Kalp, “Büyük Hikaye Ağacı’nın sırrını keşfetmek için,” demiş kararlılıkla.
Tavşan gülümseyerek, “O zaman benimle gelmelisin. Seni Hayal Göleti’ne götüreceğim. Orası, hayallerin ve sırların birbirine karıştığı yerdir,” demiş. Cesur Kalp ve tavşan, neşeyle göletin yolunu tutmuş.
Hayal Göleti, suyun yüzeyinde parıldayan binlerce hayal baloncuğuyla doluymuş. Her baloncuğun içinde bir çocuğun hayali saklıymış. Cesur Kalp, balonların etrafında dans eden gökkuşağı ışıklarını hayranlıkla izlemiş.
Tam o sırada, göletin ortasındaki en büyük hayal baloncuğu patlamış ve içinden Altın Kalp adında yaşlı bir peri çıkmış. Altın Kalp, uzun, ışıl ışıl saçlarıyla Cesur Kalp’e bakıp gülümsemiş. “Cesur Kalp, Masal Evreni’nin en büyük sırrı sensin,” demiş.
Cesur Kalp şaşkınlıkla, “Ben mi? Nasıl olur?” diye sormuş. Altın Kalp gülerek devam etmiş, “Evet, sen ve senin gibi hayal kuran herkes. Masal Evreni, çocukların hayal gücü sayesinde var olur. Ne kadar çok hayal kurarsanız, bu evren o kadar büyür ve güzelleşir.”
Cesur Kalp, bunun ne anlama geldiğini hemen anlamış. “O zaman, herkesin daha çok hayal kurmasına yardım edeceğim!” diye sevinçle bağırmış. Altın Kalp, “O halde git, dostlarınla bu sihri paylaş,” demiş ve bir ışık halesi içinde kaybolmuş.
Cesur Kalp, bu büyük sırrı öğrenmenin heyecanıyla hemen arkadaşlarının yanına dönmüş. Onlara Masal Evreni’nin sırrını anlatmış ve birlikte hayaller kurmaya başlamışlar. O günden sonra, Masal Evreni hiç olmadığı kadar büyümüş ve daha da rengarenk hale gelmiş. Her çocuk, hayal gücünün ne kadar güçlü olduğunu öğrenmiş ve birlikte masal dolu, sihirli bir dünya yaratmışlar.
İşte Masal Evreni, hayal gücünün büyüsüyle her gün yeniden canlanmış. Ve Cesur Kalp, hayal etmeyi ve paylaşmayı hiç bırakmamış.
Masal Evreni’ne benzeyen çocuk masalları okumak için instagram adresimizi ziyaret edebilir veyahut çocuk masalları kategorimize göz atabilirsiniz.